Vergi Barışı şirketleri yaşatmayı hedef almalı

28.07.2016 09:04

Özel sektörde firmaların çoğu, (kötü niyetliler bir yana) ekonomideki daralmadan, konjonktürdeki değişimden etkilendikleri için vergi borçlarını zamanında ödeyemez hale geldiler.

2014 yılında vergi borçlarının yapılandırılması için bir düzenleme yapma gereği ortaya çıktı.

Başbakan Binali Yıldırım Hükümeti bunun için yeni bir “Vergi Barışı” yasası taslağı hazırladı.

Başbakan Yıldırım, bu taslak ile ilgili konuşmalarında “Vergi Barışı’nın amacı, firmalara zarar vermek değildir. Firmaları yaşatmaktır. Vergi toplayacağız diyerek üretim yapan, istihdam yapan, ekonomiye katkı yapan firmaları zor duruma düşüremeyiz” dedi.

Öte yandan, Maliye Bakanı Naci Ağbal’ın açıklamalarını değerlendiren iş çevreleri, piyasanın sıkışık olduğu bir dönemde, kamuoyuna açıklanan şekli ile “Vergi Barışı” uygulamasının ekonomiyi rahatlatmayacağını, aksine iyi niyetli vergi borçlularının sıkıntıya girmesine, firmaların üretimlerinin aksamasına yol açacağını belirtiyorlar.

PARA SIKINTISI VAR

- Anadolu piyasasında da, İstanbul piyasasında da nakit sıkıntısı var. İç talebin yavaşlaması, ihracatın durması nakit sıkıntısını artırdı.

- Bankalar ekonomi yavaşlayınca, ödememe riskine karşı kredilerini yavaşlattılar. Kredileri geri istediler. Yeni kredi vermekten çekindiler. Bankaların bu politikaları firmaların nakit sıkışıklığını artırdı.

- Bizde genelde bankaların kredi vadeleri kısa. Firmalar 2 - 3 yıl vadeli kredi ile yatırım yapmaya çalışıyor. Bankalar vadeye bakmadan istediklerinde kredileri geri isteyebiliyor. Bu uygulama son yıllarda özel sektörün yatırım yapmasını, büyümesini engellemeye başladı.

- Özel sektördeki girişimcilerin özkaynakları sınırlı. İşlerini çevirmekte zorlanıyorlar.

İşte bu tabloda, ekonomiyi rahatlatmak amacıyla getirilecek “Vergi Barışı” uygulamasının, firmaları rahatlatması, ödenemeyen vergi borçlarının firmaların ödeme güçlerine göre düzenlenmesi bekleyişi var.

BARIŞ İŞE YARAMALI

- Nakit sıkışıklığı nedeniyle vergi borçlarını ödeyemeyen iyi niyetli firmaların, yeni yapılanmada sağlanan kolaylıklara rağmen hemen para bularak ödemeye başlamalarının zor olduğu anlatılıyor.

- Ekonominin içinde bulunduğu zor durumun dikkate alınarak, ödemelerin belli bir ödemesiz devreden sonra başlamasına izin verilmesi isteniyor.

- Taksitlemede büyük yükümlülüklerde 3 yıllık vadenin kısa olduğu belirtiliyor. Ödeme yükünün büyüklüğüne göre vadenin uzatılması bekleniyor.

- Vergi Barışı ile ilgili düzenlemelerde vergi borçlularının sektör ve büyüklük farklarının dikkate alınmasının yarar sağlayacağı söyleniyor.

Birçok işadamı ve bankacı, “Vergi Barışı’nda, devlet, vergi borçlusuna, Hazine’den bir ödeme yapmıyor. İşadamının yaptığı yatırım, üretim ve istihdam sonu ödeyeceği vergiye kolaylık getiriyor. Eğer yatırım, üretim, istihdam yapılmasa idi, bu vergi yükü ortaya çıkmayacaktı. Kötü niyetlilerin, vergiden kaçanların yanında, vergisini bugüne kadar düzenli ödedikleri halde, finansman sıkıntısından zora düşenlere kolaylık gösterilmez ise, yatırım, üretim, istihdam zarar görür. Ekonomi zarar görür” diyor.

YAŞATMAK GEREK...

Aynı şekilde sanayi ve ticaret çevreleri de, “Ekonomide sıkıntılı bir dönem var. İlişkili olduğumuz firmalar ödemelerini aksattıklarında, biz hemen üzerlerine yüklenmiyoruz. Üzerlerine yüklenirsek, kimle iş yaparız... Onları yaşatmak için çareler arıyoruz. Finans desteği veriyoruz. Vadelerini uzatıyoruz... Maliye de, vergi yükümlülerini bu gözle yaşatmaya çalışmalıdır” diyor.

Dostum Ege Cansen, “İneği kesersiniz. Etini satarsınız. Olur biter... Ama ineği yaşatırsanız, sütünü satarsınız, yavruladığında buzağıyı satarsınız, inek size devamlı gelir sağlar. İşadamını da batırmamak lazım. Batarsa, iş yeri kapanır. Üretim durur. İnsanlar işsiz kalır. Devlet vergi alamaz. Ekonomi zarar görür” der.

Yatırım, üretim, istihdam olmadan ekonominin ayakta kalması imkânsız. Yatırımı, üretimi, istihdamı yaratan firmaları yaşatmaya mecburuz. Devletin tabii ki vergi toplamak hakkı, görevi, sorumluluğu. Ama vergi toplayabilmek için de vergi vereceklerin yaşaması, yatırımlarını, üretimlerini, istihdamlarını sürdürmeleri, büyümeleri şart...