Genç işsizliğin perde arkası

19.03.2018 11:43

Başlatılan istihdam seferberliği olumlu bir tabloyla karşılaşmamıza neden oldu ve işsizlik oranı bir önceki yılın aynı dönemine göre 2,3 puanlık azalışla yüzde 10,4 seviyesine geriledi. İşgücüne katılım oranında bir artış meydana gelirken istihdam piyasaları daha güçlü bir artışı yaşadı. Hatta mevsimsel etkilerden arınmış işsizlik oranı yüzde 12'den yüzde 9,9 seviyesine gerileyerek tek haneleri gördü. İnşaat sektöründe yaşanan artışta yine etkili oldu.  Kısacası 15 Temmuz sonrası yaşanılan düşük büyüme, artan işgücü ve yüksek işsizliğin üstesinden gelinmiş, 2017 yılında yaşanan yüksek büyüme ile işgücü piyasalarında iyileşmeler meydana gelmiştir. Görülen o ki büyüme devam ettiği sürece tablonun geleceği de olumlu yönde olacak.

Ancak bir durum vardır ki genç işsizlik oranı... Açıklanan verileri incelediğimizde yapılan aktif/pasif politikalar işe yaramış olacak ki kadın işgücü ve genç işsizlik oranında bir iyileşme mevcut. Genç işsizlik oranı 4,8 puan gerileyerek yüzde 24'ten yüzde 19,2 seviyesine gerilemiştir. Fakat bunun yanında kocaman bir gerçek de vardır. O da potansiyelinin çok daha altında olmasıdır bu grubun. Evet doğrudur, 15-24 yaş grubu işsizlik oranı ülke ekonomilerinde sorun teşkil eder genellikle. Fakat bu sorunla başa çıkmış ülkeler de mevcuttur.

Nitekim Almanya, Japonya, Tayland gibi ülkeler buna dahil edilebilir. Son açıklanan verilerde iyileşme görülse de genç işsizlik kendi başına hala sorun teşkil etmektedir. Neden oluyor gelin biraz değinelim bu konuya isterseniz. En baş etkenlerden birisi sanıyorum sektörün ihtiyacına yönelik eğitim sistemi gerekliliği! Eğitim sistemimiz kamuya yönelik işgücü yetiştirme eğiliminden daha çok özel sektör ihtiyacına cevap vermeli değil mi? Bunun yanında ezberci, klasikleşmiş eğitimden daha çok teknik ve uygulama ağırlıklı eğitim gerekliliği öne çıkıyor gibi burada. Ben bile bazen üniversitedeki derslerimde anlattığım konulardan bazılarını "İhtiyaca yönelik mi, şimdi bunu neden anlattım?" diye kendimi sorgularken buluyorum. Sonra başlıyorum ihtiyaca cevap veren konuları sıralamaya. Sonuç olarak demem o ki yapısal sorun olarak başı çeken etkenlerden birisi eğitimin ihtiyaca yönelik olup olmaması.

Bir diğeri ise, girişimcilik ruhu gençlerimizde pek yok gibi. Teşvik ve sağlanan olanaklara karşın bu durum gelişmiyor gençlerimizde. Olanların çoğunluğu da katma değer yaratan mal ve hizmet üzerine değil. Teknoloji içerikli girişim yok denecek kadar az maalesef.

Genç işsizliğin en büyük nedenlerinden birisi de ücret seviyesi. İşverenler durumu asgari ücret düzeyinde işe başlatmak ve bu süreçte işi öğretmek olarak görürken genç işgücü bu ücret seviyesini düşük görüp beğenmemektedir. Bir tür iradi işsizlik olarak da ortaya çıkmaktadır aslında. Durum böyle olunca işveren de bunun karşılığında "Madem daha yüksek maaş istiyorsun o halde 1 ya da 2 yıl deneyim şartı istiyorum" diyor gence... Derken genç işsiz kalıyor. Geçenlerde radyoda dinledim. Bu durumun iyileşmesine katkı sağlamak adına Türkiye'nin hatrı sayılır ailelerinden birinin ferdi olan bir hanımefendi kurduğu vakfın fonuyla bu konu üzerine projeler geliştirmekte. Vakfın desteklediği fonla gençlere yönelik iş deneyiminin arttırılması için destek veriliyor ve bu gençlerin bünyelerinde faaliyet göstermesine olanak sağlanıyor. Güzel bir proje gibi duruyor. Bu ve bunun gibi projelerin devamı gençlerin önünü açabilir gibi duruyor.

Kısacası, genç işsizlik oranında olumlu bir tablo görülse de bu durum henüz yeterli değil. Potansiyelin altında. İyileştirmek mi? Elimizde...