Ekonomik kriz...

06.12.2016 09:16

Yaratılmaya çalışılan bir ekonomik kriz olasılığı var. Darbe girişimi sonuç vermeyince, tüm Batı ülkeleri Türkiye’yi dışlayarak, yabancı yatırımları ve turist girişlerini durdurarak, ülkemizde bir ekonomik kriz yaşanmasını gündemlerime almış görünüyorlar. Temel olarak yapılmak istenen şey, ülkede ciddi bir döviz sıkıntısı yaratmak.

Bu senaryoyu daha önce yaşamış bir kişi olarak, biliyorum ki asıl amaç, ekonomi yönetimi ve hükümeti önce yanlış demeçler vermeye, sonra da yanlış tedbirler almaya zorlamak. Eğer başarılı olurlarsa, Ak Parti’nin ve Erdoğan’ın olmadığı bir Türkiye ümit ediyorlar.

Herkes farkında

Bu senaryonun başarılı olma olasılığı çok zayıf. Çünkü, hem Cumhurbaşkanı hem hükümet ve hem de ekonomi yönetimi, yapılmak istenenin farkında. Önce darbe girişiminin denendiğini, şimdi de ekonomik kriz yaratarak sonuç alınmaya çalışıldığını, artık herkes biliyor.

Bir orta-sağ parti oluşumunu desteklemek yerine, Batı’nın neden demokratik olmayan yollar denemeye çalıştığını anlayamıyorum. Yaratılmak istenen ekonomik kriz, bizim kadar dünya ekonomisine de zarar veriyor.

Hatadan kaçınalım

Ekonomi yönetimi ve hükümetin aşağıdaki hatalardan kaçınması lazım:

“Dövizlerinizi satıp, Türk Lirası alın”, “Türk Lirası’nda kalmak vatanseverliktir” v.s. gibi demeçlerden kaçının. Bu tür demeçler, yöneticilerin sıkıntıda olduğunu gösterir ve insanlar daha çok dövize yönelirler.

Ülkeye nakit-efektif olarak döviz girişine engel olmayın. Maalesef, MASAK korkusu nedeniyle, ne kişiler servetlerini yurtdışından getirebiliyor ne de bankalar bu paraları almaya yanaşıyorlar. Maliye Bakanlığı bu konuda yeterli tedbir alamadı. Tebliğle yasaya yorum getirilemez. Varlık Barışı’nın süresini de uzatmak lazım.

Döviz gideri azalsın diye, gümrüklerde işler yavaşlatılıyor. Bu tip tedbirler çok zarar getirir ve çıkmaz sokaktır. Gereksiz yere panik yaratır.

Hiç kimse piyasadan akıllı olamaz. Piyasayı yönlendirmeye çalışmak geri teper.

“Hiçbir fiyat çıkmadan düşmez” prensibi bir piyasa kuralıdır. Döviz fiyatının çıkabildiği kadar çıkmasına izin verin. Telaş göstermeyin. Döviz kuru bir seviyeye kadar çıkar oradan geri döner. Bu seviye, sizin kazanmaya başladığınız seviyedir.

Hiçbir biçimde, “IMF’nin davet edileceği” veya “döviz hesaplarının dondurulabileceği” biçiminde demeç vermeyin. Böyle bir demeç veya girişim panik yaratacak ve dövize talebi körükleyecektir.

En ciddi biçimde korumanız gereken şey, bankacılık sistemidir. Bankalar korunduğu takdirde, hiçbir biçimde ekonomik krizle karşılaşılmaz; sadece döviz dalgalanmasından söz edilir.

Yapacağınız tek şey, devlet harcamasını kesmektir. Türk Lirası’nı piyasaya verdiğiniz her durumda, bu para döviz talebi olarak karşınıza çıkar. Örneğin, ay başında yapacağınız maaş ödemelerinden tasarruf edilebilen bölümü dövize dönüşür. Bütçe disiplinini çok sıkı tutmanız; piyasaya verdiğiniz para kadar parayı piyasadan geri çekmeniz gerekir.

Merkez Bankası faizlerle katiyen oynamamalı; faizleri yükseltmemelidir. Yapacağı tek şey, Açık Piyasa İşlemleri yoluyla piyasaya verdiği para miktarını azaltmaktır. Yani, faiz yerine miktarla oynamak zorundadır. Aksi takdirde, piyasada artan Türk Lirası miktarı döviz talebi olarak geri gelir. Hem faiz hem miktar aynı anda kontrol edilemez.