Bakalım ‘kur’ ne kadarına izin verecek?

25.02.2015 17:43

merhabalar… Bir önceki analizimiz kısaca hatırlayalım yine: “Endeks kısa vadeli de gözükse bir düşüş trend çizgisi altında hareket ediyor. Bu trendin direnç seviyesi şu an itibariyle 85 bin seviyesi. Bu nokta kırılmadıkça yükselişler tamamen tepki başlığı altında toplanmalı. Ve yine 85 bin trend direnci geçilmedikçe yeni pozisyon açılım için acele edilmemeli. 85 bin kırılsa bile hareket şu an için 87 bin  - 87 bin 500 seviyelerine doğru gözüküyor. Borsanın üzerindeki satış baskısının azalması için ise kesinlikle 87 bin – 87 bin 500 seviyesinin üzerine çıkılması şart.”

Mehmet ÇOBAN / www.anapara.com
facebook.com/MehmetCobanAnaliz

Çok enteresan bir gün yaşadık değil mi dün? Merkez Bankalarının ağızlarından çıkacak kelimelere odaklandık. İşin güzelliği, aynı gün içerisinde iki Merkez Bankası’nın iki kritik açıklaması olması. Nedendir bilinmez ama seviyorum böyle enteresan günleri. Olsun…

İlki Türkiye Cumhuriyeti Merkez Bankası… Banka bir nevi ‘ne şiş yansın ne kebap’ mantığıyla hareket etti. Açıklanan faiz indiriminin dekimseyi memnun etmediği aşikar. Önümüzdeki günler daha enteresan günlere gebe Merkez Bankası kanadından… Açıklanan rakamlar piyasa üzerinde çok etkili olmadı. Bir ara dolar / TL’de yeniden 2,48 TL seviyelerine bir ivmelenme görünse de bunun devamı gelmedi. Bunun nedeni ise piyasanın zaten bu oranları zaten fiyatlamış olması. Altı ya da üstünü gelmesi durumunda piyasa tepki verecekti buna. O da olmadı… Eller klavyede bekledi yatırımcı sadece…

Ve Yellen.. Paranın büyük patronu…Patron piyasaların duymak istediklerini büyük ölçüde söyledi.  Zaten şöyle en basit mantıkla şöyle de düşünebiliriz: ABD’deki enflasyon görünümü de dikkate alındığında FED’in faiz indirimi konusunda aceleci olmayacağı beliydi gibi. Sadece bunu en yetkili ağızdan duymak istiyordu piyasa. O da oldu…

Son önemli gelişmeler bunlar piyasada. Gelelim dolar / TL ve BIST 100 endeksine… Sürekli birbiriyle etkileşim halinde olan bu iki enstrüman arasındaki bağ son dönemde bir miktar daha artmış gibi. O zaman bu etkileşim üzerine kuralım bugünkü yazımızın çatısını…

Dolardan başlayalım… Kur dün Merkez Bankası’ndan istediğini alamadı işin açıkçası. Hatta faiz üst koridorunun 50 baz puan indirilmesiyle TL’deki kırılganlığın arttığı bile söylenebilir. Beklentiler Merkez Bankası’nın faiz indirimine devam edeceği yönünde. Bu durum ise TL önünde ciddi bir engel. Bu engel ise her ne kadar bugün 2,46 TL seviyelerine gerilese de dolar / TL kurunun aşağı yönlü ihtimalini ciddi şekilde azaltıyor. Bu anekdot aklımızda kalsın…

Gelelim BIST 100’e… Önceki analizlerimizde hatırlarsanız 85 bin seviyesi üzerinde durmuş ve bu seviyenin hacimli kırılmasıyla endekste 87 bin  - 87 bin 500 seviyesine doğru bir hareketlenmenin başlayabileceğinden bahsetmiştik. Beklentimiz gerçekleşti. Şimdi… 86 bin 500 seviyesi şu an için kritik. Endeksin bu seviyenin üzerinde gecelik kapanışlar yapması kısa vade için olumlu. Bu, bugün olduğu gibi endeksin 88 binlere yönelmesini sağlayabilir.
 

Sonuç olarak; her ne kadar BIST 100 için olumlu konulardan bahsetsek de, kurun buna ne kadar izin vereceği ciddi bir sorun. Faizlerdeki gelişmeler de cabası. Bunun yanında dikkatimi çeken diğer bir konu yabancıların tavrı. Paylarındaki azalma dikkat çekici. BIST’te şu an için yeni pozisyon açmıyorlar. Bu unsurları baz alırsak diyebiliriz ki; endekste şu an için daha üst seviyelere ivmelenme şansı şu an için düşük. Bu sebeple direnç seviyelerinde olası kar satışlarının gelme riski oldukça yüksek. Olası geri çekilmelerde 86 bin 500 seviyesinin altına gelinmesi durumunda 85 bin ana destek noktasına doğru bir geri çekilme başlayabilir. İşte burası önemli. Çünkü bu nokta ana destek seviyesi ve endeks açısından stop-loss seviyesi olarak kullanılmalı.

Hayata dair küçük bir not;oluyor değil mi hepimize zaman zaman? Bazen yapmak istediklerimizle yaptıklarımız arasındaki fark gibi. Öyle hissetmiyorsunuz, öyle düşünmüyorsunuz ama bir bakıyorsunuz öyle yapmışsınız. Çıkmış bir kere vücuttan dışarının da görebileceği şekilde istemeden. Ama sonunda bir ‘keşke’ çıkıyor her zaman… Keşke öyle yapmasaydım, keşke öyle davranmasaydım… Zor bir durum yaşayan ve yaşatan için. Zorluğu zamanı geriye çevirememek çıkarıyor aslında. Olsa ne kadar güzel olurdu değil mi? Hep ikinci bir şans gibi mesela. Futbolda hep teknolojinin etkin olup olmaması tartışılır.

Teknolojiyi istemeyenler insan faktörünün etkinliğinin teknolojiyle birlikte azalmasının futboldaki o tadı ortadan kaldıracağını savunur. Hayatta da zamanı geri döndürebilsek bu hata sebebiyle olan tatlar da ortadan kalkar mı sizce? Bence evet… Aynı borsada nasıl olduğunu bilmeden istemsiz alınan aslında alınmak istenmeyen hisseler gibi. Bu olmasaydı doğru hisseler nasıl seçilecekti?  ‘Keşke’lerin mümkün olduğu kadar az olduğu ama tatların hissetmek babında mutlaka olduğu bir hayat dileğiyle

Bol kazançlar…